Çeviri

Taslak E, Kaygı Nasıl Oluşur (1894)- Sigmund Freud

İsabetli bir şekilde, tam da benim zayıf olduğunu hissettiğim bir noktada sorunu sordun.[1] Bu konuda bildiğim yegâne şey şu:

Nevrotik hastalarımın kaygısının büyük ölçüde cinsellik ile ilişkili olduğu benim için kısa sürede aşikâr hâle geldi ve bilhassa bir kadın tarafından uygulanan coitus interruptus’un ne kadar kesin bir şekilde kaygı nevrozuna yol açtığı gerçeği ile beni etkiledi. Sonrasında birtakım yanlış kokunun izini sürmeye başladım. Hastaların mustarip olduğu kaygının cinsel eylem esnasında hissedilen kaygının devamı olarak görülmesi gerektiğini, yani, esasında bir histerik belirti olduğunu düşündüm. Hakikaten de kaygı nevrozu ile histeri arasındaki bağlantılar ziyadesiyle açıktır. İki şey coitus interruptus’ta hissedilen kaygıya yol açabilir: kadında hamile kalma korkusu ve erkekte [önleyici] çarenin başarısız olması endişesi. Akabinde, belirli bir sayıda vakanın neticesinde kaygı nevrozunun ayrıca her iki etkenin de mevzubahis olmadığı, söz konusu insanlar için bir bebekleri olmasının önemi olmadığı yerlerde de görülebileceğine ikna oldum. Dolayısıyla kaygı nevrozunun kaygısı süreğen, anımsanan, histerik bir kaygı değildi.[2]

Fevkalâde önemli ikinci bir husus benim için şu gözlemin neticesinde yerine oturdu. Coitus esnasında kaygı nevrozu anestetik olan kadınları duyarlı olanlar kadar çok etkiliyordu. Bu en etkileyici olan şeydi ve yalnızca kaygının kaynağının psişik alan içerisinde aranamayacağı anlamına gelebilirdi. Kaynak fiziksel alanda bulunmalıydı; cinsel yaşamda kaygıyı üreten şey fiziksel bir etkendi. Ama hangi etkendi bu?

Bu görüş çerçevesinde kaygının cinsel bir nedenden kaynaklandığını tespit ettiğim vakaları bir araya getirdim. Başlangıçta oldukça farklı cinsten gibiydiler:

  1. Bakir kimselerde kaygı (cinsel gözlemler ve bilgi, cinsel yaşamın habercileri); çoğunlukla kadınlar olmak üzere her iki cinsiyetten de çokça sayıda örnek ile doğrulanmıştır. Aracı bir bağlantıda seyrek olmayan bir ipucu – genitallerde ereksiyona benzer bir his – var.
  2. Kasıtlı olarak perhiz yapan, iffet-fürûş (bir tür növropat), gösteriş ve temizlik hissi ile karakterize olan, cinsel olan her şeyi korkunç olarak değerlendiren erkekler ve kadınlardaki kaygı. Aynı kimseler kaygılarını fobilere, takıntılı eylemlere, folie du doute’a[3] dönüştürme eğilimindedirler.
  3. Zorunlu olarak perhiz yapan, kocaları tarafından ihmal edilen ya da iktidarsızlık sebebiyle tatmin edilmeyen kadınlardaki kaygı. Kaygı nevrozunun bu biçimi muhakkak sonradan edinilebilir ve ikincil koşulların neticesinde sıklıkla nevrasteni ile beraberdir.
  4. Coitus interruptus yahut benzerini deneyimleyen, kocaları erken boşalmadan mustarip kadınlardaki – dolayısıyla, fiziksel uyarım açısından tatmin olmayan insanlardaki – kaygı.
  5. Coitus interruptus uygulayan, hatta kendilerini çeşitli yollar ile uyaran ve ereksiyonlarını coitus için kullanmayan erkeklerdeki kaygı.
  6. Arzularının yahut kuvvetlerinin ötesine geçen, cinsel güçleri azalsa da[4] zorla coitus’a giren yaşlı kimselerdeki kaygı.
  7. Zaman zaman kaçınan erkeklerdeki kaygı; esasında onlardan tiksindikleri[5] kendilerinden yaşlı kadınlar ile evlenen nispeten genç erkeklerdeki yahut coitus ile telâfi etmeden entelektüel bir meşguliyet yoluyla mastürbasyondan sapan nevrasteniklerdeki yahut cinsel güçleri azalmaya başlayan ve coitum sonrası hisler sebebiyle evlilikten kaçınan erkeklerdeki kaygı.

Kalan vakalarda kaygı ile cinsel yaşam arasındaki bağlantı açık değildi (teorik olarak kurulabilirdi).

Tüm bu ayrı vakalar nasıl bir araya getirilebilir? Tümünde yinelenen şey, sıklıkla, kaçınmadır. Anestetik kadınların dahi coitus interruptus sonrasında kaygıya tâbî olmasından öğrenildiği üzere bir kimse bunun uyarımın fiziksel olarak birikmesi meselesi – yani fiziksel cinsel gerilimin bir birikimi meselesi – olduğunu söylemeye eğilimli olabilir. Birikim boşalıma mâni olunmasının sonucudur. Dolayısıyla kaygı nevrozu, histeri gibi, bir tıkanma nevrozudur[6]; benzerlikleri buradan gelir. Ve birikmiş olan şeyde kaygı muhteva edilmediğinden durum, kaygının birikmiş cinsel gerilimin dönüşümü yoluyla ortaya çıktığı şeklinde ifade edilebilir.[7]

Melankoli mekanizmasına ilişkin olarak ulaşılan kimi bilgilerden burada bahsedilebilir. Melankolikler ziyadesiyle sıkça anestetiktir.[8] Coitus ihtiyaçları (ve buna ilişkin hiçbir hisleri) yoktur. Lâkin aşkın psişik biçimine – psişik erotik gerilime diyelim – hasrettirler. Bunun biriktiği ve tatmin edilmemiş kaldığı yerde melankoli gelişir. Öyle ise bu noktada kaygı nevrozunun emsali ile karşı karşıya olmalıyız: Fiziksel cinsel gerilimin biriktiği yerde kaygı nevrozu; psişik cinsel gerilimin biriktiği yerde melankoli.

Lâkin bir birikim var olduğunda niçin bu kaygıya dönüşüm vuku bulur? Bu noktada birikmiş gerilim ile başa çıkmanın normal mekanizmasına girmeliyiz. Burada haşır neşir olduğumuz şey ikinci durum, endojen uyarım durumudur. Egzojen uyarımda mesele basittir. Uyarımın kaynağı dışarıdadır ve niceliğine istinaden işi görülecek olan bir uyarım birikimini psişeye gönderir. Bu amaç için psişik uyarımı aynı kuantum kadar azaltacak olan herhangi bir tepki kâfidir.

Fakat kaynağı bir kimsenin kendi bedeninde yatan (açlık, susuzluk ve cinsel dürtü[9]) endojen uyarımda mesele başkadır. Bu durumda yalnızca özgül, ulaşılabilirlikleri ister büyük ister küçük [enerji] harcamalarına mâl olsun, ilgili uç organlardaki ileri uyarım birikimlerine engel olan tepkiler kullanılabilir.[10] Burada, ancak belirli bir eşiğe ulaştıktan sonra fark edilecek sürekli ya da süreksiz olarak büyüyen endojen gerilimi hayal edebiliriz. Ancak bu eşiğin üzerinde psişik olarak hesaba katılır, bunun üzerine özgül çareler üretecek olan belirli bir grup fikir[11] ile ilişkiye girer. Dolayısıyla belirli bir değerin üzerindeki fiziksel cinsel gerilim, akabinde coitus vesaireye yol açacak olan psişik libidoyu[12] uyandırır. Şayet özgül tepki onu izlemez ise fiziko-psişik gerilim (cinsel duygulanım[13]) ölçülemeyecek kadar artar. Bir rahatsızlık hâline gelse de dönüşümü için hâlen bir zemin yoktur. Kaygı nevrozunda ise böylesi bir dönüşüm vuku bulur ve bu meselelerin şu şekilde ters gittiği fikrini akla getirir. Fiziksel gerilim artar, psişik duygulanımı uyandırabileceği bir eşik değerine ulaşır lâkin kimi sebepler ile ona sunulan psişik bağlantı yetersiz kalır; psişik belirleyicilerde bir şey eksik olduğu için cinsel bir duygulanım biçimlenemez. Buna uygun olarak psişik olarak bağlanmamış olan fiziksel gerilim kaygıya dönüşür.[14]

Şimdiye kadarki teoriyi kabul edecek olursak kaygı nevrozunun cinsel duygulanımdaki, psişik libidodaki bir eksik olması gerektiğinde ısrarcı olmamız gerekecektir ve bu gözlem ile doğrulanmıştır. Şayet bu bağlantı kadın hastaların önüne serilecek olursa bu kişiler daima öfkelenir ve aksine şu anda hiçbir arzularının vesaire olmadığını beyan ederler. Erkek hastalar bir gözlem olarak bunu sıklıkla onaylarlar zira kaygıdan mustarip olmalarından mütevellit hiçbir cinsel arzuları kalmamıştır.

Şimdi bu mekanizmanın yukarıda sıralanmış olan farklı vakalar ile uyumlu olup olmadığını göreceğiz.

  1. Bakir kaygı. Burada, fiziksel gerilim ile ilgilenecek fikirler alanı henüz mevcut değil yahut ancak yetersiz bir biçimde mevcuttur ve buna ek olarak eğitimin ikincil bir sonucu olan psişik bir ret de mevcuttur. Bu pekâlâ uyumludur.
  2. İffet-fürûşlarda kaygı. Burada elimizdeki şey savunma, cinsel gerilimin herhangi bir değişimini imkânsız kılan kesin bir psişik rettir. Bu da pekâlâ uyumludur.
  3. Zorunlu perhizden kaynaklanan kaygı. Bu esasen aynı şeydir zira bu türden kadınlar ayartılmayı önlemek için sıklıkla psişik bir ret üretirler. Burada ret tesadüfî iken (2)’de temel bir meseledir.
  4. Kadınlarda coitus interruptus’tan kaynaklanan kaygı. Burada mekanizma daha basittir. Mesele, [kendiliğinden] oluşan bir endojen uyarım değil de psişik bir duygulanımı uyandırmaya yetmeyecek derecedeki bir uyarımdır. Fiziko-cinsel eylem ile onun psişik değişimi arasında bir yabancılaşma[15] yapay olarak ortaya çıkar. Akabinde endojen gerilim kendi hesabına daha da artacak olursa değiştirilemez ve kaygıyı üretir. Burada libido mevcut olsa da kaygı ile aynı vakitte mevcut değildir.[16] Dolayısıyla burada psişik ret psişik yabancılaşma tarafından; endojen kaynaklı gerilim uyarılmış gerilim tarafından takip edilir.
  5. Erkeklerde coitus interruptus ya da reservatus’tan kaynaklanan kaygı. Coitus reservatus durumu daha açıktır; coitus interruptus onun tarafından kapsanacak şekilde değerlendirilebilir. Bir kez daha mesele psişik saptırma meselesidir zira dikkat bir başka hedefe yöneltilmiş ve fiziksel gerilimin değişiminden uzak tutulmuştur. Bununla birlikte coitus interruptus’un açıklamasının muhtemelen geliştirilmesi gerekiyor.
  6. Azalan cinsel güç ya da yetersiz libidodan kaynaklanan kaygı. Bu, yaşlılık sebebiyle fiziksel gerilimin kaygıya dönüşümü söz konusu olmadığı müddetçe yetersiz psişik arzunun belirli bir eylem için toplanabileceği gerçeği ile açıklanmalıdır.
  7. Erkeklerde tiksinmeden ya da nevrasteniklerde kaçınmadan kaynaklanan kaygı. İlki herhangi bir yeni açıklamaya gereksinim duymamaktadır; ikincisi ise kaygı nevrozunun özgün olarak hafiflemiş biçimi olabilir zira bir kural olarak bu yalnızca cinsel güç sahibi erkeklerde tam olarak vuku bulur. Mastürbasyon sık ve tam bir gerilim yokluğunu muhteva ettiğinden bu, nevrastenik sinir sisteminin fiziksel gerilime müsamaha edememesi olabilir.

Genel itibariyle mutabakat o kadar da kötü değildir. Fiziksel cinsel gerilimin bolca bir gelişiminin olduğu lâkin bunun psişik değişimin neticesinde duygulanıma – yeterince gelişmemiş psişik cinsellik ya da ikincisinin (savunmanın) baskı girişimi ya da sağlığını kaybetmesi ya da fiziksel ve psişik cinsellik arasındaki mutat yabancılaşma dolayısıyla – dönüşemediği yerde cinsel gerilim kaygıya dönüşür. Böylelikle bundaki bir rol fiziksel gerilimin birikimi ve fiziksel yöndeki boşalımın önlenmesi tarafından oynanır.

Lâkin niçin dönüşüm bilhassa kaygıyadır? Kaygı bir başka endojen uyarımın birikiminin, nefes alma birikiminin, bunun dışında psişik olarak değiştirilmeye muktedir olmayan bir uyarımın hissidir; dolayısıyla belki de kaygı genel olarak psişik gerilimin birikimi için işe koşulabilir. Dahası, kaygı nevrozu belirtilerini daha yakından inceleyecek olursak bunlarda majör bir kaygı atağının eklemlenmemiş parçalarını, yani basit solunum güçlüğünü, çarpıntıları, kaygı hissini ve bunların bir bileşimini buluruz. Daha kesin olarak bakacak olursak bunlar psiko-cinsel gerilimin psişik olarak değişecek olduklarında dahi kat ettikleri sinirlenme yolaklarıdır. Solunum güçlüğü ve çarpıntılar coitus’a aittir[17] ve bunlar genel olarak ikincil boşalım yolakları olarak işe koşulsalar da burada, tabiri caiz ise uyarım için yalnızca çıkış yollarıdır. Kaygı nevrozunda tıpkı histerideki gibi (benzerliğin bir başka örneği) bir tür konversiyon mevcuttur; lâkin histeride bilhassa somatik alandaki yanlış yolu belleyen psişik uyarım iken kaygı nevrozunda psişik alana giremeyen ve böylelikle fiziksel yolakta kalan şey fiziksel gerilimdir. Bunlar oldukça sık biçimde bileşiktir.

Elimdekilerin tümü bugün bu kadar ediyor. Boşluklar fena hâlde doldurulmayı bekliyor. Natamam olduğunu düşünüyorum, bir şeyden yoksunum; lâkin temelin doğru olduğuna inanıyorum. Elbette ki ilan etmek için fazlasıyla ham. Öneriler, güçlendirmeler, hatta çürütmeler ve açıklamalar çokça minnet ile karşılanacaktır.

 

Çeviride Standard Edition’ın I. Cilt’inin 1966 tarihli baskısı esas alınmış ve Aus den Anfängen der Psychoanalyse : Briefe an Wilhelm Fliess, Abhandlungen und Notizen aus den Jahren 1887-1902 (Londra: Imago Publishing Co., Ltd., 1950) ile karşılaştırılmıştır. Köşeli parantez içerisindeki dipnotlar S.E. editörlerine, sonlarında “çn.” ibaresi bulunan dipnotlar ise bana aittir.

 

Çeviren: İbrahim Şahin Ateş

 

[1] [Tarihsiz. Anf. editörleri bu taslağı 1894 Haziran’ına atfetseler de bu atıf şüpheden azade değildir. Her halükârda pekâlâ bütünlüklü bir taslağı olduğu 15 Ocak 1895’te yayınlanan kaygı nevrozu üzerine ilk makaleden (1895b) çok da evvel yazılmamış olmalıdır. – Bu taslak ve takip eden birkaç yazı büyük ölçüde Freud’un birikmiş cinsel gerilimin kaygıya dönüşümü teorisi ve bunun psişik yolaklar boyunca boşaltılamamış bir gerilimden kaynaklandığına yönelik açıklaması ile ilgilidir.]

[2] [Müsveddede şu şekildedir: “Also eine fortgesetzte, erinnerte, hysterische Angst war die der Angstneurose nicht.” Anf., 99’da “der” atlanır ve şu mana verilir: “Dolayısıyla kaygı nevrozu… histerik bir kaygı değildir.”]

[3] Fr. Kuşku deliliği, çn.

[4] [Müsveddede şu şekildedir: “ältere Leute, deren Potenz nachlässt.” Bu ifade Anf., 100’de atlanmıştır.]

[5] İng. Disgusted, çn.

[6] Alm. Stauungsneurose, çn.

[7] [Anf., 100’de cümlenin sonunda “sexualen” kelimesi atlanmıştır. – Bu Freud’un yaşamının oldukça geç yıllarına dek muhafaza ettiği kaygının kökenine ilişkin görüşünün belki de ilk ifadesidir. Konu üzerine değişen fikirleri Ketvurmalar, Belirtiler ve Kaygı (1926d) başlıklı makaleye Editörün Giriş’inde bulunabilir, Standard Ed., 20, 78 vd.]

[8] [Tüm bu mesele Freud tarafından Taslak G’de ele alınmıştır. – Modern psikiyatrinin “depresyondan” bahsedebileceği yerlerde Freud sıklıkla “melankoli” terimini kullanır.]

[9] Alm. Sexualtrieb, çn.

[10] [Krş. Proje, I. Bölüm, 1 ila 11. Kısımlar.]

[11] [“Psişik gruplar” kavramına savunma nöropsikozları üzerine ilk makalede (1894a) bir Editör dipnotunda değinilmiştir, Standard Ed., 3, 46.] – Cümlenin Almancası şu şekildedir (Anf., 101): “Erst von dieser Schwelle an wird sie p s y c h i s c h verwertet, tritt mit gewissen Vorstellungsgruppen in Beziehung, welche dann die spezifische Abhilfe veranstalten.” Bu cümleyi ayrıca krş. Sigmund Freud, Metapsikoloji çev. Emre Kapkın & Ayşen Tekşen (İstanbul, Payel: 2013) içerisinde “Bastırma”, 147, çn.

[12] [Bu, kayıtlara geçtiği kadarıyla, muhtemelen Freud’un “libido” terimini en erken kullanışıdır.]

[13] Alm. der Sexualaffekt, çn.

[14] [Son cümledeki “fiziksel” kelimesi Anf., 101’de atlanmıştır. – (Burada ilk kez ortaya çıkan) “Bağlanma” teriminin Freud’un sonraları Proje’de kullandığı şekilde teknik bir manada kullanılıp kullanılmadığı şüphelidir. – Bu erken yazılarda “libidonun” “bilinç” ile aynı anlama gelip gelmediği açık olmasa da esasen “fiziksel” olarak değerlendirildiği dikkat çekmelidir. Krş. Taslak G’deki sonraki düşünceler ve ilk kaygı nevrozu makalesine Editörün Notu, Standard Ed., 3, 88.]

[15] [“Entfremdung.” Bu kelime ayrıca kaygı nevrozu üzerine ilk makalede de (1895b) kullanılmıştır, Standard Ed., 3, 110.]

[16] [“Hier kann Libido enthalten sein, aber nich gleichzeitig mit Angst.” Bu cümle Anf., 102’de atlanmıştır.]

[17] [Krş. Ketvurmalar, Belirtiler ve Kaygı’ya Editörün Giriş’indeki bu konu üzerine bazı düşünceler, Standard Ed., 20, 83-4.]

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu